Ortak Geçmiş, Ortak Gelecek Konferansı Azez’de Gerçekleştirildi

Yazıcı-dostu sürüm

Azez Yunus Emre Enstitüsü ve Halab Alyoum TV’nin iş birliği ile canlı yayınlanan “Ortak Geçmiş, Ortak Gelecek Konferansı” 25 Mart 2022’de Azez’de gerçekleştirildi.

Yunus Emre Enstitüsü; kültürel etkileşimi bilimsel zeminde de gerçekleştirebilmek, bölge ile Türkiye arasında sağlam akademik köprülerin kurulmasını sağlamak, farklı dallarda çalışma yapan akademisyenlerin ve araştırmacıların dikkatlerini alanları çerçevesinde bölgeye çekebilmek maksadıyla farklı başlıklarda konferanslara imza atmaktadır. 25 Mart’ta Halab Alyoum TV tarafından Türkçe, Arapça canlı yayınlanan “Ortak Geçmiş, Ortak Gelecek Konferansı’nın konuşmacıları Prof. Dr. Bekir Karlığa ve Prof. Dr. Ejder Okumuş oldu.

Konferansta; medeniyet kavramının ifadesi, İslam medeniyetinin esasları, medeniyet çerçevesinde Müslümanların mevcut durumu, ortak medeniyet mirası ve İslam dünyası gibi konular ele alındı.

Medeniyet Üreten Topraklar

Program, Ejder Okumuş’un “Ortak Geçmiş, Ortak Gelecek” konulu konferans hakkında bilgi vermesinin ardından soru-cevap bölümüyle devam etti.

E. Okumuş: Hocam medeniyet çok önemli, medeniyeti konuşmak oldukça mühim. O zaman öncelikle medeniyetin ne anlama geldiğini konuşabilir miyiz? Mademki programımızın anahtar kavramı ve konusu medeniyet, o hâlde medeniyetin anlam içeriğiyle başlamak uygun olur diye düşünüyorum. Medeniyet ve medeniyet mirası kavramları üzerinde durabilir misiniz?

B. Karlığa: Yetmişini aşmış biri olarak Azez’e gelmek beni derin düşüncelere sevk etti. Bereketin karşılığını bulduğu bu topraklar şüphesiz bu günleri hak etmiyor. Savaş medeniyeti kesintiye uğratan, onu mahveden bir olgu. Medeniyetin kurulduğu topraklarda verilen mücadele karşılıksız kalmayacak. Mari, buraya çok yakın. Milattan 5000 yıl önce bölgedeki ilk yerleşim yeri olarak karşımıza Mari medeniyeti çıkıyor. Dolayısıyla bu topraklar tarih boyunca medeniyet üretmiştir. Bir toplumu var eden maddi ve manevi varlıkların bütünü medeniyet olarak karşımıza çıkıyor. Bilimi, sanatı, düşüncesi, kendini ifade etme biçimi gibi birçok kavramı karşılayan ve onları kucaklayan geniş bir kavramdır medeniyet.

Birlikte Yaşama Kültürü

E. Okumuş: Peki, ortak geçmiş ve ortak gelecek derken kastedilen nedir?

B. Karlığa: Mezopotamya kültürlerin katman katman iç içe girdiği, dinlerin birbirini selamladığı ilginç bir coğrafyadır. İslam’a gelene kadar birlikte yaşama kültürü bir şekilde var olmuş ama İslam’ın tevhit anlayışı aslında İslam’ın dışındaki toplumları da kucaklamış. İslam dışı unsurların Osmanlı Barışı sonrası hâkim olduğu bu topraklarda ortak geçmişi yok ettikleri için bugünlerdeki ayrılığımızı daha iyi anlamak mümkün olacaktır. Türkiye-Suriye ilişkilerini sekteye uğratan Fransızlar olmuştur. Bölgedeki azınlıkları kullanarak Suriye’nin Türkiye ile irtibatının kesilmesi, mezhepsel çatışma zemininin oluşturulmak istenmesi gibi birçok siyasi, dinî ayrımın temelinde Fransızlar vardır.

E. Okumuş: Müslümanların geçmişten bugüne medeniyete katkıları nelerdir?

B. Karlığa: Tarih bize şunu gösterdi, bir araya geldiğimizde medeniyet üretebildik. Müslümanların medeniyete katkılarını uzun uzun anlatabilmek mümkünken ben dikkati “beraber olabilme” düşüncesine çekmek istiyorum. Geçmişte başarabildiğimiz bu olgu “Osmanlı Barışı” olarak asırlarca bize huzuru sağladı. İslam medeniyeti bu huzur ortamında gelişti, dünyanın dört bir yanına ulaşabildi. Devletin halka, ilim adamlarına, sanatçılara sağladığı huzur, onlara verdiği imkânlar medeniyet mefhumunu var eden ve onu geliştiren temel hususlar arasında. Dolayısıyla eskiye özlemi “Huzuru nasıl yeniden tesis edebiliriz?” biçiminde ifade etmemiz yarar sağlayacaktır.

“Müslümanlar medeniyet şuurunu yitirdiler.”

E. Okumuş: Müslümanlar medeniyet mirasına sahip çıkarak günümüz küreselleşme sürecinde birbirleriyle ilişkilerinde ortak bir bilinç, irade ortaya koyabilecekler mi?

B. Karlığa: Müslümanlar maalesef medeniyet şuurunu yitirdiler. Batı karşısında teslimiyetçi bir tavra girdiler. Ortak hafızanın kaybı, ortak değerlerin yerini bize dayatılan ama bizim ruhumuzla hiçbir yakınlığı olmayan bir anlayışın var edilmesi medeniyet şuurunu ve medeniyet üretme kabiliyetini bizden tamamen aldı. Hamaseti dışlayarak geçmişi hatırlamak, düşünce dünyasında geçmişi ve bugünü birleştirerek günü yaşamak ortak bir irade oluşturulabilmesinde önümüzü aydınlatacaktır.

E. Okumuş: Buradan güncel bir konuya geçmek istiyorum. Malum Ukrayna-Rusya savaşı dünya gündeminde. Batı’nın Ukrayna sorununa yaklaşımında ortaya koyduğu tutum, olaylara ve insanlara yaklaşımında bir kez daha çok açık bir şekilde ikiyüzlülüğünü, tutarsızlığını, çıkarcılığını, ırkçılığını gösterdi. Bu durumu medeniyet görüşüyle nasıl açıklarsınız?

B. Karlığa: Ülkeler arası çatışmalarda dil, din, kültür gibi yakınlıklar, tarihî geçmiş ittifak hususunu belirler. Suriye iç savaşında Batı olaya hiç insani duygularla yaklaşmadı. Ölen, öldüren kendilerinden olmadığı için bu savaş sadece izlenildi. Suriyelilerin dramı önemsenmedi, göz ardı edildi. Türkiye bugün Ukrayna savaşına da aynı hassasiyetle yaklaşarak sorunların çözülmesi doğrultusunda bir diplomatik tavır takındı. Savaş herkese kaybettirir. Batı’nın anlamadığı bu. Müslüman veya Hıristiyan kökenli olsun artık günümüzde mülteci sorunu diye bir olgu bütün devletleri ilgilendiriyor. Savaşla sadece yaşandığı bölgeyi değil, bütün dünyayı etkileyebiliyor. Batı’nın tutarsızlığının temelinde siyasi çıkarlar yatar. Biz bunu medeniyet penceremizden tutarsızlık olarak okurken onlar için bu olması gereken tavırdır. Aslında medeniyetlerin savaş karşısındaki tutumları onların özlerindeki medeniyet anlayışını yorumlayabilmemizi sağlar.

Programın canlı yayın bölümü bittikten sonra Prof. Dr. Baki Karlığa’nın koordinatörlüğünü yaptığı “Medeniyet Mirası” adlı fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. Katılımcılara hediye takdiminin ardından program sona erdi.

Programın tamamına https://www.youtube.com/c/HalabTodayTV adresinden ulaşılabilir.

Diğer Etkinlikler

Azez Yunus Emre Enstitüsü ve Suriye Güvenli Bölge’de eğitim faaliyetinde bulunan üniversiteler ve Yerel Meclisler iş...

Senin Hikâyen Suriye konferans dizisinin ikincisi Çobanbey Başsavcısı Muhammed Emin Zeydan’ın teşrifleriyle 31 Mart...

Yunus Emre Enstitüsü ve Azez Radyosu arasında yapılan protokol gereği 5 Ocak 2022 tarihinde Türkçe canlı yayın...

Türkiye’de ve Suriye Güvenli Bölge’de üniversite eğitimine devam eden Suriyeli gençler; “Gelecek için benim de sözüm...